2 Şub 2009

ULUSA SESLENİŞ

Sevgili sen,
Bir empati insanı olarak ben, bu zamana kadar hep senin yerine koydum kendimi. Sen motorda, vapurda gazeteyi büyük çabalar sarfederek katlamaya çalışırken hep sustum içten içe cinnet geçirsem de... kendim okurken ninja sessizliğinde okudum sırf sen rahatsız olma diye. sen vapur keyfi yaparken fındık fıstık eşliğinde, ben senin karşında kafanı duvardan duvara vurma hayali kurdum hep, ama ifadem değişmedi, derin nefes aldım. ben fındık fıstık yerken sen hiç ses duymadın oysa. seni düşündüm, sessiz yedim... ritmik sesler çıkarmadım sen de benim gibi o seslere deli oluyosundur diye, ama sen beni umursamadın hep yaptın bundan da büyük keyif aldın. sırf patlamış mısırın sesi çıkmasın diye tükrüğümle ıslatıp yedim sen ağzın açık yedin çatır çutur. çorba içerken kaşığı dişime bile değdirmedim o ses belki sana dokunur diye, sen dünyayı çektin içine bir höpürdetişinde. ve ben bunları yaptım diye hep ne sessizsin diye garip karşılandım. şimdi burda bunu söylemenin zamanıdır ki, biri sessizse sebebi vardır keyfinden sessiz olmamıştır. bi bak bakalım kendine?! üstelik niye ben sessiz oluyormuşum ya içten içe çıldırırken. derin nefesim hızmı kesiyorsa suç benim mi? beni bu duruma sokanlar utansın. yani demem o ki sevgili sen, ben inadına senin çin çabaladıkça sen kılını bile kıpırdatmazsan, bu iş yürümez ve yürümüyor da. sese duyarlı bir insanım elimden birşey gelmez. azcık hoşgurü isterim sadece senden. kısacası benden bu kadar. sessizliğimin de bir sınırı vardır ayağını denk al. eğer bu satırları da içinden ama bazı harfler dışına çıkarak okursan bu sefer bittin!

2 yorum:

G.a.l.a dedi ki...

koptum:D

id please dedi ki...

ben neler çekiyorum sen gülüyosun ama:D