8 Ara 2010

ani ölüm; otobüsün kapısında basamakta durarak her durakta inenlere yol veren torbalı amcanın beklenmedik bir durakta yol verdikten sonra yürüyerek evine gitmesi gibi birşey sanki.

30 Haz 2010

2 kulak, 2 burun deliği, 2 göğüs, 2 kol, 2 el, 2 bacak, 2 ayak... peki neden tek boyun. yalnız olduğu için mi ağrıyo bu kadar. bu kadar çok tutulmasının sebebi ne ki. daha ne yapmalıyım ki:/

23 May 2010

iki tane çok sevdiğim (halk arasında favori) nevresim takımım var. şimdi kışın bunları kullanması iyi güzel biri kirliyken diğeriyle takılıyosun falan ama yazın öyle mi. çarşaf ve yastık kılıfını milyonlarca kez değiş tokuş yapıyosun. önemli olan yaz sonunda nevresimi kendi takımı içinde bütünleştirebilmek. henüz başarabilmiş değilim. önümüz yaz, bugün düşündüm bu konu gerdi beni. çünkü mevsim bittiğinde diğer takımın yastık kılıfıyla öbürünün çarşafından oluşan melez oluşumla ortada kalmak var işin ucunda. ya. derdim büyük.

25 Mar 2010

ben giderken o dönüyormuş. beni giderken onu dönerken gören kişi kim acaba.

25 Şub 2010

bence köprü trafiği oscar ödülleri töreni salonu gibi. nası orda ödül almaşa giden kişinin yerini salon boş gözükmesin diye başkası oturuyosa, boğaz köprüsünde de sanki aynı şekilde. sürekli trafik, sürekli araba. bi boş görseydik. valla atlamayacağım..

18 Şub 2010

kızım sana söylüyorum gelinim sen anla, sevgili müşteriye nağmeler

.. çünkü senin elin, kolun, bacağın yokmuş da sadece gövden ve kafan varmış gibi ve ben de, senin isteğinle ve senin direktiflerinle, salonundaki eşyaların yerini değiştirmeye gelmişim gibi. sen sürekli biraz sağa, biraz sola.. olmadı biraz öne şimdi, şimdi azcık çevir.. der gibisin. ama aslında elin de var kolun da var bacağın da. ama sadece beni kumanda eder gibisin kendin yapmak yerine. üstelik ne yapacağından da emin değilsin. sürekli fikir değiştirip hiç birini beğenmiyorsun. yemek yemiyorum, su içmiyorum, uyumuyorum, senin salonunu değiştiriyorum.

*ima'nın dibine vurmak.

23 Oca 2010

atlıkarıncaya adını vermiş olmasına rağmen ortada hiç karınca olmaması ve tüm olayın at üstüne kurulu olması biraz haksızlık değil mi karıncalara?

3 Oca 2010

ulusa sesleniş -2

Bugün sokakta gördüğüm tüm insanlar,

Beni gördüğünüzde yüzünüzdeki hareketlenmeden, gözlerinizin kısılıp kafanızda oluşan sorulara yanıt arayış ifadenizden anladığım kadarıyla beni birine benzetiyorsunuz. Heyecanlanmaya hiç gerek yok boyum 1.70 bile değil, küçücüğüm. İmzam bile doğru düzgün değil yanıma gelseniz anlarsınız uzaktan bakınca herhalde bi benzerlik kuruyorsunuz. Beni görünce gözlerinizi açmanıza hiç gerek yok, şaşırmanıza da, zira az sonra geçip gideceğim, siz kafanızdaki sorularla kalacaksınız. Gerek yok. Gerçek olmayan düşüncelere kapılıyorsunuz, birbirimizi kandırmayalım. Üzgünüm ama sandığınız kişi değilim. Elinde torbayla, sırtında turuncu sırt çantasıyla gezip otobüsün körüğünde garip hareketlerle ayakta kalmaya çalışan biri sandığınız kişi olamaz ki. Bu soğuk günlerde birbirimizi kırmayalım. Lütfen.