1 Oca 2009

kırmızı gezegene yolculuk 1. bölüm



sene 3000küsürmüş, ben uyandım. önce bi gerindim, alışkanlık. sonra uyuduğum kovuktan çıkmadan önce ayaklarımı yere koymadan bi süre bekledim. aslında yerçekimsiz ortamda olduğumu anlamam uykuya yattığım zamanın saatine göre 5 dk sürdü sanırım. 3000li yıllarda kaç nano saniye eder çeviremiyorum şu an, çok da önemli bir ayrıntı değil belki. üstümdeki elbise sanırım kırmızıydı ya da ben ışıklar yüzünden yanılıyordum. bir süre üstüme başıma bakındım, bana zamanı bangır bangır hatırlatıp uykumu bölen şeyin -şey diyorum çünkü ne olduğunu henüz kestiremiyorum, uyku mahmurluğu sanmıştım önce- dediğine değil de bu üstüme giydiğim şeye şaşırmıştım en çok. hiç kırmızı pijamam yoktu, en son hatırladığım da dün gece sırf yeni yıla girerken uğur getirsin zırvalığına uymak olsun diye giydiğim kırmızı çizmelerden başka kırmızı bir eşyam olmadığıydı. ama şimdi baştan aşağı kıpkırmızıydım. bir gecede olacak şey değil diye düşündüm önce. sonra hatırladım. şarabı da fazla kaçırmıştım. kırmızı şarap, kırmızı çizmeler, aklımda da kırmızı don geyiği. haliyle garip bi rüyada uyanığım sanırım dedim kendi kendime. bunları aklımdan geçirirken bir yandan da ayağımı yere basmaya çalışıyordum ama bir türlü olmuyordu. nasıl bir rüyaydı bu, gerçek miydi, kafamın çevresinde dönüp duran ışık neydi peki. hiç bilemiyorum. 
yıl 3000 küsür her yer kıpkırmızı ve sanırım uzayda bir yerdeyim ve burda bile bana amorti vurmamış. etrafımda dönüp duran ışığın en son kulağıma fısıldadığı şey buydu.

1 yorum:

Saydan Çelik dedi ki...

erkekler marstan kadınlar venüsten
otur oturduğun yerde. nereye gitsen orda olmak zorundayım bak kaçış yok.
"mars kırmızı mı yoksa bana mı oyle geliyor" gidip göreyim bari hadi uzay boşlupunda karşılaşmak üzere.
Otostopçunun Galaksi Rehberine göre uzayda normal seyirinde iki nesnenin karşılaşma oranı ne idi? söylersen birdaha çıkmam karşına o olasılığı geçip.